• Namık

Namık Kemal

Os­man­lı şa­ir ve ya­zar. Türk mil­li­yet­çi ha­re­ke­ti­ni ve Jön Türk­le­r’i et­ki­le­miş, Türk ede­bi­ya­tı­nın Ba­tı­lı­laş­ma­sı­na önem­li kat­kı­sı ol­muş­tur.

Ço­cuk­lu­ğu­nu de­de­si­nin ya­nın­da Ana­do­lu ve Ru­me­li’nin çe­şit­li kent­le­rin­de ge­çir­di. Özel ders­ler ala­rak Arap­ça, Fars­ça ve Fran­sız­ca öğ­ren­di. İs­tan­bul’a ba­ba­sı­nın ya­nı­na dön­dü­ğün­de Bâ­bı­âli Ter­cü­me Oda­sı­’na kâ­tip ola­rak gir­di. Di­van şi­iri tar­zın­da şi­ir­ler yaz­dı. Tas­vir-i Ef­kâr’ın ya­yın yö­net­me­ni ve ya­zar Şi­na­si’nin et­ki­sin­de kal­dı. Son­ra­dan Şi­na­si Fran­sa’ya ka­çın­ca ga­ze­te­nin yö­net­men­li­ği­ni üst­len­di. 1867’de bir ya­zı­sı ne­de­niy­le ga­ze­te ka­pa­tıl­dı ve İs­tan­bul’dan uzak­laş­ma­sı için Er­zu­rum va­li mu­avin­li­ği­ne atan­dı. An­cak gö­rev ye­ri­ne git­me­ye­rek Zi­ya Pa­şa ile bir­lik­te Fran­sa’ya kaç­tı. Lond­ra’ya git­ti ve bu­ra­da Muh­bir’de yaz­ma­ya baş­la­dı. Da­ha son­ra Hür­ri­yet’i ya­yım­la­ma­ya baş­la­dı. İm­za­sız ya­yım­la­dı­ğı baş­ya­zı­lar­da te­mel ola­rak pa­di­şa­hın ira­de­si­ni sı­nır­la­ya­cak bir par­la­men­to olu­ş­tu­rul­ma­sı dü­şün­ce­si­ni sa­vun­du. 1869’da Hür­ri­yet’ten ay­rıl­dı ve İs­tan­bul’a dön­dü. 1872’de İb­ret ga­ze­te­sin­de yö­ne­ti­mi eleş­ti­ren ya­zı­lar yaz­dı. Bu ara­da ün­lü oyu­nu Va­tan ya­hut Si­list­re’yi yaz­dı. 1854’te­ki Si­list­re ku­şat­ma­sı çev­re­sin­de ge­li­şen kah­ra­man­lık ve va­tan sev­gi­si­ni iş­le­yen bu oyu­nun hal­kı coş­tu­ra­rak olay­la­ra yol aç­ma­sı ne­de­niy­le Ma­go­sa’ya sür­gü­ne gön­de­ril­di. Ya­pıt­la­rı­nın ço­ğu­nu da üç yıl kal­dı­ğı Ma­go­sa’da yaz­dı. Ab­dü­la­ziz’in taht­tan in­di­ril­me­siy­le İs­tan­bul’a dön­dü. Ka­nun-ı Esa­si­’yi ha­zır­la­yan ku­rul­da gö­rev al­dı. I. Meş­ru­ti­ye­t’in ha­zır­la­yı­cı­la­rı­nı uzak­laş­tı­ran Ab­dül­ha­mit’in em­riy­le tu­tuk­lan­dı. Mi­dil­li Ada­sı’na sü­rül­dü. Mi­dil­li, Ro­dos ve son­ra da Sa­kız mu­ta­sar­rı­fı ol­du. Son gö­rev ye­rin­de öl­dü ve Ge­li­bo­lu’ya gö­mül­dü.

Bir sos­yal re­form­cu olan Na­mık Ke­mal “va­tan” ve “hür­ri­yet” fi­kir­le­ri­nin bir­leş­ti­ri­ci­si ola­rak ta­nı­nır. Ba­tı­dan alı­nan bu iki kav­ra­mı Türk­çe­’ye so­kan da Na­mık Ke­mal’dir. Ön­ce­leri divan şiirinin et­kisi al­tın­da kal­dıy­sa da Şinasi’yle tanış­tık­tan son­ra bu eğilimi değiş­miş ve coş­kulu şiir­leriy­le son­raki kuşak­ları et­kileyerek “Vatan Şairi” olarak anıl­mış­tır. Türk tiyat­rosuna batı tiyat­rosu an­layışını getiren yazar­lar­dan biri olan Namık Kemal’in baş­lıca oyun­ları arasın­da Zaval­lı Çocuk (1873), Akif Bey (1874) ve Gül­nihal (1875) sayılabilir.

En çok tanınan roman­larıy­sa, İn­tibah yahut Ser­güzeşt-i Ali Bey (1874) ve Cez­mi’dir (1880).




Yazarın Oğlak'taki Kitapları